İNGİLTERE’YE GİDERKEN
LONDON
Londra, 10 milyonu aşkın nüfusuyla beraber Birleşik Krallık’ın başkenti olmakla beraber dünyanın her yerinden gelen insanlara ev sahipliği yapmaktadır. Kozmopolitliğin gerçek anlamda vücut bulduğu yerlerden biridir. Bununla beraber İngilizce öğrenmek isteyen öğrencilerin ilk tercihi olmaktadır. Yaşamı,kültür çeşitliliği ve ekonomik anlamda İstanbul’a benzemektedir. Yaşam maliyetleri diğer şehirlere göre biraz daha pahalıdır.
Yanınızda giderken alacağınız harçlığınızı mutlaka Türkiye’de İngiliz Sterlini olarak yanınızda götürün. Eğer ilk 4 haftalık konaklama ücretini ödemişseniz yanınızda 500-800 GBP size ilk etapta yeterli olacaktır.
Öncelikle İngiltere’ye giderken yanınızda yanıcı hiçbir madde ve likit sıvı, şampuan parfüm gibi materyalleri almamanız gerekir. Her ne olursa olsun valizinizde hiçbir şekilde yiyecek bulunmamalı ve deklare edecek herhangi bir şey yoksa size uygun kapıdan geçiş yapabilirsiniz.
Pasaport kontrolünden sonra valizinizi aldıktan sonra son olarak bagajınızı X-ray cihazına koyacaksınız ve görevli size valizleriniz hakkında çeşitli sorular sorabilir. Açık ve net cevaplar verin ve görevliye yanıltıcı hareketlerden ve sözlerden kaçının . 1 Karton sigaradan fazla sigara yanınızda götürmemelisiniz.
HAVALİMANINDAN ŞEHRE TRANSFER
Başta Heathrow Havaalanı olmak üzere, kentte yer alan Gatwick, Stansted, Luton, London City ve Southend Havaalanları‘ndan şehir merkezine gitmek için çeşitli alternatifleriniz vardır.
Tren ve Shuttle Bus en uygun seçenekler arasındadır. Yaklaşık yolculuğunuz 50 dk sürecektir. Shuttle Bus ile 7-11 GBP ,Express tren 23 GBP , normal tren 10,50 GBP gibi ücretlendirilmektedir. Eğer normal belediye otobüsleri ile gitmek isterseniz 1,5 GBP olacaktır. Bunun için OYSTER CARD almanız gerekecektir. Oyster kartı havalimanında bulunan vending machine’lerden temin edebilirsiniz. Eğer taksi kullanmak isterseniz 40-80 GBP gibi miktar ödeyebilirsiniz. Londra’da kalacağınız adres belli olduktan sonra havalimanından transfer için daha doğru bir planlama yapabilirsiniz.
SİM KART
Prepaid sim kart almanızı tavsiye ediyoruz. Ülkede bulunan birçok değişik telekomünikasyon şirketlerinden birini tercih edebilirsiniz. Aylık ortalama 10-20 GBP gibi bir bütçe ayırmalısınız haberleşme için.Vodafone,Lebara,Lyca Mobile,Tmobile gibi şirketlerden birini seçebilirsiniz. Dilerseniz sim kartınız havalimanlarından ya da şehrin birçok yerinde bulunan mağazalardan temin edebilirsiniz.
BANKA HESABI VE TÜRKİYE’DEN HAVALE
Eğer kısa dönem için gidiyorsanız hesap açmanıza gerek yoktur. Ancak, uzun dönem İngiltere’de kalacaksanız öğrenci vizeniz,pasaportunuz ile banka şubesine gitmeniz gerekecektir. Hesap açtıktan sonra bankanın aplikasyonunu kullanabilirsiniz. Bunun yanı sıra dijital banka hesabı açmanız da mümkün. Kredi kartınızı İngiltere’de hiçbir sorun olmadan kullanabilirsiniz.
Türkiye’de kullanmış olduğunuz vadesiz TL hesap kartı ile İngiltere’de para çekmeniz mümkün. Bunun için banka belli oranda sizden komisyon çekecektir. Aileniz size para gönderecekse Türkiye’deki hesabınıza TL yatırabilir ve siz İngiltere’de dolar olarak çekebilirsiniz .Eğer Türkiye’ye para gönderecekseniz ortalama her gönderi başına 20 ila 30 GBP bir komisyon ödersiniz.
KONAKLAMA
Dil okuluna gelen öğrenciler çoğunlukla aile yanı konaklama tercih etmektedirler. Aile yanı konaklamada size tercihinize göre kahvaltı ya da yarım pansiyon şeklinde yemek sağlarlar ve aynı zamanda İngiliz bir aile ile kalmanız size o kültürü tanımanız için ve dil pratiği için çok faydalı olacaktır.Yurt şeçenekleri ise biraz daha pahalı olmakla beraber tercih edilen başka bir konaklama seçeneğidir.Yurtlarda tek kişilik ya da çift kişilik odalarda kalınabilir.Ücretleri için şehirlere göre değişmekle beraber fiyat aralığı haftalık 140 GBP ile 280 GBP aralığında olacaktır.
ULAŞIM
Londra çok kalabalık olmasına karşın ulaşım ağı yeterince gelişmiş ve kolaydır. İngiltere, oldukça geniş tren ve aynı zamanda otobüs ağı sayesinde bir uçtan bir uca ulaşımı en kolay ülkelerden bir tanesidir. Bazen çok uzak gibi görünen bir mesafe iyi bir hat seçimi sayesinde çok kısa bir süreye indirilebilir. Öğrenciler Pass bilet ile tren ve otobüs biletlerinden ortalama %20-25 indirimli olarak yararlanabilirler. Bilet servisi için sıklıkla kullanılan siteler şunlardır; Nationalexpress, Nationalrail ve Oyster. İlk ikisi şehirlerarası ulaşım için olmakla birlikte, Oyster ise yalnızca Londra’da kullanılan tüm metro ve şehir içi otobüs kullanımı içindir. Öğrenciler havalimanında indikleri andan itibaren kolaylıkla biniş kartı alıp gidecekleri yere seyahat edebilir,
Oyster Kartı aylık olarak almanız mümkün.Bulunduğunuz bölgeye göre fiyat değişikliği olacaktır. Aşağıda ortalama fiyatlandırmaları bulabilirsiniz.
Zones 1–2 | £138.70 |
Zones 1–3 | £162.90 |
Zones 1–4 | £199.30 |
Zones 1–5 | £237.00 |
ARAÇ KULLANMAK VE EHLİYET GEÇERLİLİĞİ
İngiltere’de öğrenci olarak bulunuyor iseniz de Türkiye’nin Avrupa Birliği dışında olmasından dolayı yine 12 aylık bir süre içinde Türk ehliyeti ile sürüş yapabilirsiniz. Trafiğin akışı burdakinin tam aksi olacağı her zaman akılda tutulmalıdır.
Aynı zamanda araç kiralamak da çok basit olacaktır. Kredi kartınızla beraber depozito ödeyerek araç kiralayabilirsiniz.
Bu olanaklara rağmen gerek trafiğin ters yönden akıyor olması, gerek hız limitlerinin farklılığı gerek de bazı tabelalar üzerindeki yazıların İngilizce olmasından dolayı trafiğe çıkmadan önce bu önemli noktaları göze almanız gerekiyor. Aksi halde istenmeyen olay ve cezalarla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Aynı şekilde İngiltere’de uzun süre araç kullanan sürücülerin Türkiye’ye tatile gittiklerinde trafiğin tersten akıyor olmasından dolayı sorunlar yaşayabildiğini de unutmayın. Ne kadar usta şoför olursanız olun işinizi şansa bırakmayın. Çünkü alacağınız en küçük bir cezanın bile İngiltere sınırları içerisinde kaldığınız süre boyunca üzerinize kayıtlı olacağı ve olası bir vize uzatma ya da yenileme durumunda bu cezaların karşınıza çıkarılmayacağını kimse garanti veremeyebilir.
SAĞLIK VE HASTANELER
Her şeyden önce GP ile başlayalım. GP nedir? GP, General Practicioner yani bizlerin bildiğimiz terimle Pratisyen Hekim demektir. Türkiye’de de son yıllarda sayıları artan Aile Hekimlerinin buradaki karşılığı GP’lerdir. Yeni bir yere taşındığınızda yapacağınız ilk şeylerden biri GP’ye kayıt olmaktır. Bu adreste oturduğunuzu kanıtlayacak belge ve pasaportunuzu ibraz etmeniz gerekir. Oturduğunuz yerde birden fazla GP olabilir. Hangisine kayıt olmak istediğinize karar vermek için bu linki kullanarak yapılan değerlendirmeleri gözden geçirebilirsiniz.
http://www.nhs.uk/Service-Search/GP/LocationSearch/4
GP’ler sizlerin tedavideki ilk durağıdır. Burada muayene olmak için direkt uzman hekime görünme şansınız yoktur maalesef. İlk önce GP’ye gidip derdinizi O’na anlatırsınız. Kendisi gerekli gördüğü birkaç basit kan testini kendi hemşiresi aracılığıyla kendi kliniğinde de yaptırabilir. GP klinikleri çok basit tıbbi ekipmana sahip kliniklerdir. Eğer GP sizin durumunuzun uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerektiğini düşünürse sizi hastaneye sevk eder. Evinize mektupla hastanedeki randevu gün ve saatiniz gelir ve bu genelde GP’ye olan ziyaretinizden sonraki 1-2 hafta içinde olabilir. Randevu günü ve saati de hastanenin yoğunluğuna göre 3-5 ay sonrasına olabilir
Gelelim hastanelere,burada direkt olarak hastaneye gidebileceğiniz tek durum acil durumdur. Her hastanenin de acil bölümü yoktur bu nedenle taşındığınız yerde hangi hastanelerin olduğunu ve buralarda hangi departmanlarda servis verildiğini buradan kontrol edebilirsiniz. Acil bölümleri maalesef çok da acil bakım yapmazlar. Bir acil bölümüne gittiğinizde eğer kanamanız yoksa 4 ile 6 saat arasında sadece doktor görmek için beklersiniz. Doktoru gördükten sonra da tahlildi, röntgendi vs gibi tetkikler de yapılacaksa bir 4 ile 5 saat arasında da o şekilde beklersiniz yani acil ziyaretiniz çok fazla zamanınıza mal olabilir, çoğu zaman da bir ağrı kesici verilerek evinize gönderilirsiniz.
İngiltere’ye gitmeden önce mutlaka uluslararası geçerliliği olan bir sağlık sigortası yaptırmanızı tavsiye ediyoruz.
İNGİLİZ KÜLTÜRÜ VE YAŞAM
Birleşik Krallık bayrağı altında birkaç tarihi ili benimsemektedir. Sakinlerin zihniyetleri benzer değil. İrlandalı, İskoç, Galce ve İngilizce gelenekler, mizaç ve hatta dillerle farklılık göstermektedir. İngilizlerin sertlik ve ilgisizlik stereotipi bir nedeni vardır. Gerçekten de duyguları nasıl gizleyeceklerini ve gerçekleşmekte olan her şeye eşit bir tutum sergileyebileceklerini bilirler. Yerliler son derece dakik ve kibarlar; tartışmalı konulardan ve çatışmalardan kaçmaya çalışırlar. İnanılmaz derecede kendini kontrol eden İngilizler var. Onları akıllarından çıkarmak neredeyse imkansızdır. Çocukluklarından, olası tüm güçlükleri nasıl yönetecekleri öğretilir.
Hayatın her alanında ama özellikle trafikte çok sakin ve sabırlıdırlar hatta bizim gibi hep acele iş yapanlar için bazen çıldırtıcı şekilde sabırlı olabiliyorlar. Yol isteyene, en kalabalık saatlerde dahi, yol verirler (sizin de aceleniz varsa, arkada çıldırırsınız; fakat yapacak bir şey yok!). Kesinlikle kırmızı ışıkta geçmezler. Cuma ve Cumartesi dışarıda (çoğunlukla “pub”larda) içer, Pazarları ise evlerinde dinlenirler. Zengin/kalbur üstü/elit olanlar ise daha çok restoranlara giderler. Futbol, Rugby ve Cricket en sevdikleri sporlardır. Halk olarak, Tenisi de Wimbledon turnuvası başladıgında takip ederler. Fakat her alanda önemli sporcular yetiştirmeye çalışırlar ve okul çağlarında (her alanda) yetenekli çocukları arar/bulurlar. Yaşlıların arasında yaygın olan sporlar ise Bowls ve Golf’tür.
- Hukuk her şeyin üstündedir. “Millet”in canı başka bir şey istese dahi, hukukun dışına çıkılmaması gerektiğini içselleştirmişler. Doğaya da çok önem verirler. Ülkenin/şehirlerin en pahalı yerlerinde (Hyde Park gibi) çok büyük parklar görmek mümkündür.
- Değişik/sıradışı insanları severler. Sıradanlığı/sıradan insanları ise sevmezler; halk nazarında, iş dünyasında ve/ya da akademik dünyada önemli yerlere gelmeleri çok zordur bu tip insanların.
- İnsanlar bilmedikleri/araştırmadıkları konularda konuşmaktan sakınırlar.
- Sadeliği severler; göze batacak lüksten kesinlikle kaçınırlar (pahalı araba, altın bilezik vb.). Evi çok uzakta olmayanların birçoğu işe bisikletle ya da yürüyerek gelir – üniversite hocaları ve milletvekilleri arasında da böyleleri az değil.
- Hafta içi dışarıdan yemek yerler: her gün farklı bir mutfak denerler (Çin, Italyan, Türk/kebap, Hint mutfağı favorileridir).
- Polis, ırkçılık, cinsiyetçilik, homofobi, islamofobi/anti-semitizm ve nefret söylemlerini çok önemser; aradığınızda anında kapınızda olurlar. Kaza ve hırsızlığa dahi (çok ciddi, ölümlü bir olay değilse) bu kadar önem vermiyorlar.
- Genel olarak ‘Patriotic’ (vatansever) olsalar da, evlerinin/binalarının önünde fazla asılı bayrak görmezsiniz. Bayrak (Union Jack) kesinlikle bizdeki gibi kutsal bir şey değildir. Bayraklarını giysi (hatta iç çamaşırı ve çorap) olarak giyenler de görebilirsiniz. Evinin önünde İngiltere bayrağı (St George’s Cross) asanlar, çoğu zaman ırkçı İngilizlerdir (örnek: English Defense League gibi grupların üyeleri/sempatizanları).
- Kendi dert/problemini/fikrini anlatmak isteyenler arasında, sadece somut konuşanlara deger verirler; duygusallık onlara işlemez. Özellikle “şöyle uçarım, böyle kaçarım”a kesinlikle değer vermezler.
- Şikayet kültürleri vardır ve şirketler/devlet daireleri şikayetleri ciddiye alırlar. Bundan dolayı, millet her şeyi şikayet eder. Şikayetlerini kale almayanları, herkese rezil ederler.
- Komşuluk çok önemli değildir. Senelerce yan yana yaşayıp birbirini tanımayan komşular çoktur.
- Duygusallığın hayatlarında çok yeri yoktur. Akıl/mantık hayatlarının her alanında daha önemlidir.
- Yaptığı işi tutkulu yapan (passionate) insanları da severler. Örneğin, en sevdikleri futbolculardan birisi olan Gascoigne’ini de bundan dolayı överler hep.
- “Not bad” (fena değil), “interesting” (ilginç) gibi terimleri çok kullanırlar; ve bu terimleri çoğu zaman literal anlamlarının tersi anlamında kullanırlar.
- Standartları çok yüksektir. Bir İngilizi yaptığınız işle memnun etmek için her detayı düşünmüş olmalısınız.
- “Please”, “Thanks”, “Sorry”, “Allright” gibi tek kelimelik terimleri çok kullanırlar. Özellikle ilk ikisi her cümleden önce ve sonra kullanılıyor desem mübalağa yapmış olmam.
- İnsanlarla samimileşmedikçe ve karşıdaki kendisi anlatmadıkça (bu da aylar sürebilir) “nerelisin?” (where are you from?), “ailen nasıl?” gibi kişisel sorular sormazlar. Hele yabancı uyruklu bir insana kesinlikle (yanlış anlayabilir düşüncesiyle) “aslen nerelisin?” (where are you originally from?) gibi soruları kesinlikle sormazlar.
- Saatlerce uzun bir kuyrukta dahi kimse “kaynak” yapmaz ve sırasını sabırla bekler.
ALIŞVERİŞ
Şehirde birçok büyük zincir süpermarketler olacağı gibi lokal dükkanlar ve pazarlar da mevcuttur. Tesco , Carrefour ,Aldi gibi birçok büyük marketlerden alışveriş yapabilirsiniz.